28 Haziran 2010 Pazartesi

Formula 1'in Lastikleri Türkiye'den


Haftasonu Avrupa GranPrisin'de yapılan bir açıklamayla Türkiye'yle gurur duydum. Gelecek sezon Formula 1'in lastik tedarikçisi olarak Pirelli görev yapacak. Buraya kadar bir problem yok zaten böyle bir şey bekleniyordu. Ancak Pirelli'nin Formula 1 için üreteceği lastikler İzmit'teki dev fabrikada yapılacak.

Şuanda Dünya Ralli Şampiyonası'nında lastik tedarikçisi Pirelli ve ralli takımlarınında lastikleri İzmit'te üretiliyor ama Formula 1 lastiklerinin Türkiye'de üretilecek olması ülkemiz için çok büyük bir gelişme. Ancak diğer taraftan şöyle bir durumda ortaya çıkıyor madem Türkiye motorsporlarında çok başarısız bir ülke bizde onlara tedrikçimiz olmalarını teklif edelimde sevinsinler gibi bir mantık ortaya çıkıyor. Bu yazımı milliyetçi duygularımla daha fazla abartabilirim ama otomobil konusundan dışarı çıkmayacağımı en başta söylemiştim.

Formula 1 takımların bir çoğu gelecek sezon lastiklerin Pirelli olmasını desteklerken ,Ferrari'nin Michelin'i istemesi bende biraz şaşkınlık yarattı. Çünkü neredeyse bütün motorsporları dalında Pirelli'yi tercih eden Ferrari neden gelecek sezon için Pirelli'ye red oyu verdi? Bunuda araştırma yaptıktan sonra yazacağım."ES"

5 Haziran 2010 Cumartesi

El Nano


Fernando Alonso Díaz (29 Temmuz 1981, Oviedo) iki kere dünya şampiyonu olmuş İspanyol Formula 1 pilotu. 25 Eylül 2005'de kazandığı Dünya Şampiyonluğu ile birlikte En Genç Dünya Şampiyonu Olmuş Formula 1 Pilotu ünvanını Emerson Fittipaldi'den almıştır. İlk şampiyonluğunu 24 yıl 58 günlükken kazanmış ve ertesi sene tekrar Dünya Şampiyonu olmuştur. Eğer 2005'de şampiyon olmasaydı 2006'daki şampiyonluğu ile Emerson Fittipaldi rekorunu yine geçebilecekti. Lakabı El Nano'dur. Formula 1'de yarışmış en genç 3. pilottur. Formula 1'de pol pozisyonu alan, yarış kazanan ve üst üste 2 kere şampiyon olan en genç isimdir.

Kısa bir öz geçmişten sonra gelelim Fernanda Alonso'yla yaşadığım bir kaç saate. Evet hayatımda unutamayacağım bir kaç anıdan sadece bir tanesi gibi gözüksede hayatım boyunca konuşacağım bir olaydı. Formula 1 partisinde kendisi ve Formula 1 takımına eşlik ettiğim gece Fernando için kafamda oluşan bütün negatif düşüncelerimin yok olduğu andı. O zamana kadar agresif, sinirli bir kişilik olduğunu sanardım.

Ancak o gece şöyle bir konuşma geçti bizim teknenin kaptanı Fernando'yu göstererek "Bu muydu formula 1 pilotu" dedi. Bende "evet kaptan" dedim. Kaptanda "ya hocam bunlarda şapka falan vardır benim için bir istesene" dedi. Bende "bunlarda ne arasın" dedim. Tam biz bu konuşmaları yaparken Alonso tepemize dikildi ve bana dönerek "Kaptan ne diyor?" dedi. Bende "Senin şapkanı istiyor" dedim. O da "Tamam veririm ama bir şartla beni 10 dakika içinde karaya bırakırsa şapka onun" dedi gülümseyerek. Ama bu imkansızdı çünkü daha en az 25 dakikalık yolumuz vardı. Bu sırada ben takım kaptanı Stefano Donenicali'yle sohbet ederken Alonso'da çocuklar gibi teknenin demirlerine tutunmuş elini suya değdirmeye çalışıyordu. Karaya geldiğimizde Alonso'ya "Şapkanı vermicek misin?" dediğimde "Beni 10 dk ya getiremedi artık bi dahaki GP'ye" dedi ve bana teşekkür edip rapçiler gibi sarılarak tekneden ayrıldı. Hatta tekneden inerken "ohh be geldik" gibi yaparak asfaltı öptü ve özel aracına bindi.

Bu zamana kadar televizyondan izlediğim kadarıyla bana itici bir tip gibi gelen Alonso o geceden sonra fikrimi değiştirerek sempatimi kazandı. Bütün bu yaşadıklarıma rağmen benim gözümde Ferrari pilotluğu için hala hazır değil. Umudum Sebastian Vettel'in Ferrari'nin 1.ci pilotu olması. "ES"

"Ciao lo 458 Italia "



4.5 litre 8 silindir anavatan İtalya. İşte 458 Italia'nın tam olarak açılımı. Ferrari'nin son bombası 458'in neden otomobil severleri bu kadar heyecanlandırdığını test otomobilinin çekiciden aşağı indirmesiyle birlikte anladım. Zaten Ferrari'nin tarihinden itibaren yaptığı tüm otomobilleri beni heyecanlandırıken 458 Italia bunun sonu oldu.

Test aracının çekiciden indirilmesiyle birlikte aracın içine kendimi attığım anda sağ koltukta oturan kişinin sadece 458 Italia logosu ve mutheşem motor sesini duymasından başka yapabileceği hiç birşeyi olmadığı ap açık gördüm. Evet otomobilin sadece sürücü odaklı üretilmesi sağ koltuktakilerin konu mankenliğinden başka çarelerinin olmadığını gösteriyor. Ön göğüste konumlandırılmış olan bütün düğmeleri sadece sürücünün kontrol ediyor olması bana E36 kasa BMW 3 serisini hatırlatıyor. O zamanlarda da BMW'nin sürücü odaklı otomobil üretmesi çok hoşuma gitmişti. Çünkü bana göre otomobili kullanan her zaman kraldır o ne isterse olur başkalarının karışması dikkat dağıtmaktan başka bir şey değildir.

Sağ koltuk maceramı bitirdikten sonra heyecanla beklenen sürücü tarafına geçtiğimde beni 2 elektronik 1 analog toplam 3 büyük gösterge paneli karşılıyor. Orta ekranda Ferrari geleneğini yansıtan analog devir göstergesi F430'dan farklı olarak Sarı,Kırmızı,Siyah ve Beyaz olarak alınabiliyor. Gösterge panelinin sağ tarafında bulunan Radyo,Navigasyon,Telefon ve Hard Disk kontorlu ve Elektronik Hız göstergesi bulunuyor. Bütün bunları ön göğste bulunan büyük kontrol topundan yapıyorsunuz. Sürücüyü asıl iligilendiren bölüm ise sol tarafta bulunan elektronik ekran. Çünkü burada otomobilin bütün detayları yer alıyor. Lastik basıncı, Lastik sıcaklıkları, Motor ısısı, Yağ ısısı, Yağ basıncı, Dış sıcaklık, Saat, Benzin göstergesi bulunuyor. Asıl beni benden alan özellik mannettino (diferansiyel ayarı) ayarlarını değiştirdiğiniz anda sol tarafta bulunan ekranın rengi değişiyor. Örnek olarka CST OFF moduna geçtiğinizde sol taraftaki ekran Kırmızı oluyor. Bu sizin hangi ayarda olduğunuzu küçük mannettino düğmesine bakmadan anlamanızı sağlıyor.

Baştada dediğim gibi Ferrari, 458'de sürücünün dikkatini yoldan ayırmaması için elinden gelenin en iyisini yapmış. Direksiyonda bulunan Sinyal, Uzun far kontrolü, Süspansiyon ayarı ve Silecek kontrolü her daim yola odaklanma sağlıyor. Hele birde opsiyonel olarak diraksiyonda bulunan karbon fiber devir göstergesi aldığınızda kendinizi tam bir yarış otomobilinde hissediyorsunuz. Saydığım bütün bunlar test otomobilinde bulunuyordu. Star Engine düğmesine bastığımda beni şaşırtan başka bir özellik gözüme çarptı. F430'da Star Engine düğmesine bastığımda gök gürültüsü gibi bir sesle motor harekete geçiyordu ancak 458 Italia'da bu durum tamamen değişmiş sanki 4 silindirli bir motor çalıştırıyormuşum hissi verdi. Ancak yüksek devirlere çıktığımda özellike 4000 devirden sonrasında, valfler açılarak sol ve sağdaki egzoslar yeri göğü inletmeye başlıyor.

Bir kaç cümleyle bitirmek istersem, 458 Italia hem iç mekanının kalitesi bakımından hem teknolojisi bakımından şuanda süper spor otomobilleri arasında en yüksekte yer alıyor. Buna birde normal kullanımda verdiği yumuşaklık hissi eklendiğine günlük bir otomobil olduğunu en iyi şekilde kanıtlıyor."ES"