21 Eylül 2015 Pazartesi

"Mächtig"

"Heybetli; sıfat Görünüşü korku ve saygı uyandıran." Başka söze gerek var mı? Bence yok. 2 günümü geçirdiğim 2003 model Mercedes SL 55 AMG tam tamına bana yukarıdaki tanımı yaşattı.

Trafikte ağır ağır ilerlediğimde yanımda duran araç sürücülerinin gözlerini alamaması, kaldırımda yürüyen insanların otomobile dönüp dönüp tekrar bakması evet bu Mercedes heybeti ve duruşu olduğunu tekrar anladım. Bugüne kadar kullandığım araçlar arasında bu hisse kapıldığım çok araç maalesef olmadı. Süper spor araçlar kullandım itiraf ediyorum ama bakışların saygı uyandıran tarafını süper spor araçlarda görmedim.

Mercedes'i anlatmaya çok fazla gerek duymuyorum. Subjektif olduğum için değil yanlış anlaşılmasın bütün dünyanın bu marka konusunda subjektif olmasından dolayı anlatmak istemiyorum. Mercedes ve diğerleri diye dünyada bir algı vardır. Bu algının bu otomobili kullananlar çok daha iyi bilir. Sözü fazla uzatmadan aracı anlatmak isterim.

Yukarıda bahsettiğim gibi araç 2003 model Mercedes SL 55 AMG. Hak verirsiniz ki aracı ilk günkü kondisyonunda değerlendirmek amatörce olur. Bu aracın 12 yaşında olması Almanların diğer ülke insanlarından ne kadar ileride olduklarını bir kez daha hatırlattı bana. 12 yaşında olan bir otomobilin, bu kadar tok ve sessiz olması takdire şayan bir durum olsa gerek.

Aracın iç hacmi sürücü ve yolcu için gayet ferah ve konforlu. Koltukları evimin salonunda bulunan koltuklardan çok daha rahat olduğunu söyleyebilirim. Kullanılan deri malzemenin kalitesine diyecek hiç bir söz bulamadım. Ses yalıtımı (2 gün boyunca şiddetli yağmura denk gelmiş olmama rağmen) bugün 0 km araçlardan çok çok daha iyi bir durumda.

Gövdenin iki yanında bulunan V8 Kompressör, bagaj kapağındaki SL 55 AMG amblemi ve dört egzoz çıkışı dış görünümündeki heybeti asla saklayamıyor. Egzoz sesinin tokluğu SL 55'in klas tarzını araç içindekilere çok güzel dinletiyor.

Daha çok şey anlatılır bu araç için ama yazıyı okurken sıkılmamanız için artılar ve eksiler olarak size deneyimimi kısaca özetleyeceğim.

Artılar;

* Konforlu süspansiyonlar
* Rahatsız etmeyen ama klas bir egzoz sesi
* Geniş iç mekan
* Evinizin koltuklarından daha rahat koltuklar
* Kaliteli iç mekan
* Sessiz çalışan motor
* Heybeti dış görünüş

 Eksiler;

* İç mekanda ergonomi eksikliği
* Tepkisi düşük şanzıman
* Görüş açıları kısıtlı yan aynalar
* Düşük gaz tepkisi

Sonuç;

* Şuanda piyasa değeri 60-65 bin euro olan 12 yaşında bir araç için keyifli ve dikkatleri üzerine çeken bir otomobil. Bu fiyatlar arasında sadece haftasonu ve özel günlerde kullanmak için bu araç keyifli olabilir. Ancak harcayacağınız benzin parasını kafanıza takmamanızı tavsiye ederim. (100 km'de 20 lt'den fazla benzin tükettiğini düşünürsek)

*** Katkılarından dolayı SS Motors'a teşekkür ederim.



Heybetli duruşu ile SL 55 AMG her zaman saygı duyulacak bir otomobil

5.4 lt V8 Kompressör'lü motor 470 Hp güç 700 Nm tork üretiyor

Üstü açık olduğunda gözler tamamen SL 55'in üstünde

Sade ama konforlu iç mekan

Bu amblem işin rengini değiştiriyor






 

30 Temmuz 2015 Perşembe

Şehrin en sevimlisi Renault "Twizy"

  








    Elektrikli otomobil pazarı her geçen gün genişliyor. Burada üreticiler elektrikli otomobil kavramını tüketiciye nasıl sevdiririz ve satın almalarını nasıl sağlarız diye ciddi ciddi düşünüyorlar. Çünkü elektrikli otomobil teknolojisi iyi bir alt yapı yatırımı gerektiren maliyetli bir iş. Üst yapıda ise dizayn ve güvenlik detayları üreticiyi daha derin düşünmeye itiyor. 

   Özellikle Avrupa'lı üreticiler elektrikli otomobillerin geleceğinden çok umutlu ve ciddi yatırımlar yaparak yeni ürünler çıkartma peşinde. Girişte bahsettiğim gibi elektrikli araç üreticileri yüksek maliyetli olan bu araçları tüketiciyle buluşturmak için çeşitli pazarlama yöntemleri uygulayarak elektrikli otomobillerin geleceğini daha ileriye taşımayı hedefliyorlar. 

   Fransız'ların gururu Renault, elektrikli otomobil dünyasında yerini almak için kollarını uzun zaman önce sıvamıştı. Ancak ilk çıkarttığı ZE Fluence ile istediği başarıyı yakalayamamıştı. Tam detaylı anlatmadan geçersem, araç bildiğimiz Fluence'ın aynısı olup içine elektrikli motor ve pil üniteleri yerleştirilmiş haliydi. Bütün bunların üstüne birde aracın yüksek maliyeti ve pil kirası vs. eklenince ZE Fluence projesi istenilen etkiyi sağlamadı. Renault bu projenin başarısızlığına karşı yeni bir araç çıkartmak için araştırma geliştirmeye yönlendi.

   Bilindiği üzere Fransız otomobilleri her çağda dizaynları konusunda olanın dışında olup tüketicinin ilgisini çekmiştir. İşte bu noktada Fransız'lar elektrikli otomobil pazarında yer edinmek için ilk önce ilgi çekici bir dizaynın önemini anlamış olmalı ki ZE Twizy modelini piyasaya sürdü. 

Buyrun araç içi Twizy videomu izleyin ve detayları öğrenin....




 


Artılar;

* Park sıkıntısı nedir biliyorsunuz
* Çevreyi çok seviyor
* Yeni insanlarla tanışmak için çok güzel bir ürün
* Sevgi ve mutluluk saçıyor
* Bakım nedir bilmezsizin
* Motosikletten daha güvenli

Eksiler;

* TR için pahalı
* Kabin içinde çok gürültü var
* Yoldaki bütün çukurları hissediyorsunuz
* Frenler berbat durmuyorsunuz
* Dolu şarjla menzili düşük
* Yolda büyük araçlar tarafından görünmüyorsunuz
* Dışındaki tasarım iç mekana yansıtılmamış
























22 Nisan 2015 Çarşamba

Mercedes "G"eländewagen (SUV)



Bir otomobil düşünün 36 yıldır hep aynı. Bütün çizgileriyle, karakteriyle, hissettirdikleriyle. Mercedes’in efsane modeli G Serisi 1979 yılından beri çeşitli versiyonlarıyla hep karşımıza çıktı. Ama değişmeyen tek noktası tasarımıydı. Aslında tasarımı, otomobil sevdalısı ilkokul çocuğunun çizebildiği kolaylıkta bir tasarımdır ama bunu 1979 yılından bu yana yapabiliyor olmak işte asıl mesele budur. Markaların yıllara ayak uydurmak için çeşitli ve saçma sapan dizaynları, tüketicileri hep daha yenisini almaya zorladı. Bu durum markaları, tüketicinin gözünde bazen küçük düşürsede bazen de yüceltti. Mecedes’in tasarımında büyük değişiklik yapmadığı tek model G Serisi’dir. İşte bu durum benim gibi otomobil tutkunları için markaya bağımlılığı arttıran bir durumdur.

            Kullandığım G55 AMG standart G Serisi’nin biraz dışında olsada ortak noktası dış ve iç tasarımı. İlk olarak aracın dış tasarımından başlamak istiyorum. İlk bakıldığında kibrit kutusu gibi sert köşeli hatları ile öne çıkıyor. Dik konumlanmış ön cam tasarımı ve küçük silecekler aracı Amerikalı üretici Jeep’in Willys modelini andırıyor. Kapı kolları klasik araçlardaki gibi tuşlu ve kapıların ağır olması araca tokluk hissi veriyor. Bagaj kapağının üstünde duran yedek lastik ise araca tarihi bir görüntü katıyor. Sadece AMG modellerine özel olarak bulunan çift taraflı 4 egzoz araca sert bir karakter katıyor.

G Serisinin dış tasarımı gibi iç tasarımıda 1979’da ürettiği ilk araçtan çok büyük bir farklılık göstermiyor. Dış görünüşünün görkemini maalesef iç tasarımında pek fazla göremedim. Aracın boyutlarına bakıldığında iç yaşam alanına yansıtılmamış. Arka koltuk konforu maalesef iyi değil. Aracın iç ferahlığı biraz kısıtlı. Sürücü için yan aynaların gerektiği kadar büyük olmaması çoğu zaman kör noktada kalan diğer araçlar için tehlikeli bir durum arz edebiliyor. Bagaj hacminin ilk etapta büyük gözükmesi ilk anda çekici gelsede bir bisikletin bile rahatça girmediğini görünce size şok ediyor.   

          Sürüş ve hissettirdiklerine gelince, kullanmış olduğum araç G55 AMG V8 5.4 Lt, 500 Hp’lik bir motora sahipti. Artık bu motor yerine “G63” V8 5.5 Lt 536 Hp ve “G65” V12 6.0 Lt 600 Hp olan iki ayrı güç ünitesi kullanılıyor. Ancak benim için bu motorların hiç bir önemi yok çünkü benim kullandığım G55 AMG yaydan çıkmış bir ok gibi giden balyoz gibiydi. Sesiyle, görüntüsüyle ve gücüyle beni yeterince etkilemeyi başardı. Tabii ki dışardaki 35-45 yaş aralığındaki bayanlarıda epey etkilemeyi başardı. Bugüne kadar çeşitli spor otomobiller kullanmış olmama rağmen G55 AMG’nin bu kadar ilgi çekeceğini hiç ama hiç düşünmemiştim. Viraj performansı veya fren performansı olarak rakiplerinden epeyce geri kalan G55 AMG’nin A noktasından B noktasına yolda kalmadan ve güvenli bir biçimde götürmesi için yapıldığını bir kez daha kanıtladı. Otomobilde her ne kadar AMG fren sistemi olsada 3 tona yaklaşan ağırlığı maalesef bu frenler bile durdurmaya yetmiyor. G Serisi için yazılacak çok uzun yazılar vardır eminim ama maalesef daha fazla yazı yerine kısa ve öz geçmek istedim. Çünkü yazım bu araç için çok hafif ve az gelir.

Artılar;
·         * Güvenli hissetirmesi
·         * Kaliteli malzeme ve işçilik
·         * Amacına uygun üretilmiş olması
·         * Ruhu olması
·         * Egzoz Sesi
·         * Şatafatlı Dış Görünüş

Eksiler;
·         * Fren Sistemi
·         * Şanzıman
·         * Yakıt Tüketimi
·         * Direksiyon Hissiyatı
·         * İç Hacim