18 Nisan 2012 Çarşamba

Avrupa Yakası


Küçükken çok yaramaz ve hiperaktif olduğum için bu çocukta ters bir şeyler mi var diye ailem beni bir düzine testlere götürmüş sonuç, evet hiperaktifim ve görsel algılamam yaşıtlarımdan çok ileri duzeyde. Yanlış anlamayın kendimi şu anda övmüyorum, bu konu çoğu zaman kafamı çok kurcalıyor çünkü kafam bildiginiz çöplük gibi. Çevremi o kadar çok izliyor ve analiz ediyorum ki gereken gerekmeyen bütün detayları kafama yaziyorum. Merak ettiniz değil mi acaba anlatmak istediğimle bu konunun ne alakasi olduğunu?

Size bu yazımda iki şehir trafiği hakkinda gözlemlerimi ve yorumlarımı anlatacağım. Evet açıklıyorum ben Italya'yi ve Italyanlari çok seviyorum. Nedenlerini aşağıda detaylı olarak vereceğim.

Italya, moda ve dizayn denilince akla ilk gelen ülke oluyor. Italyanlar otomobil sektöründe bu durumu hiç göz ardı etmiyorlar. Bu yüzden ilk olarak trafikte gezen araçlardan başlamak istiyorum. Bir çoğu küçük sınıf ve bence karizması olan araçlar. En çok gördüğüm markalar ise Smart, Fiat (doğal olarak). Hava kirliliği konusunda doğaya destek oluyorlar. İtalyanlar kesinlikle trafikte gösteriş peşinde değiller, tamamen amaca uygun araçlar tercih ediyorlar. Asfaltın kalitesi konusunu açmayacağım bile çünkü fevkaladenin fevkinde. Yönlendirme levhaları gayet başarılı ve anlaşılır. Sinyalizasyon ise tamamen sürucülerin gereksiz zaman kaybını önlemeye yönelik. Işıklar, olması gereken yerlere konulmuş bu ise şehir içi trafiğinin özellikle işe gidiş ve işten dönüş trafiğinin az olmasını sağlıyor.

Almanlar, otomotiv sektörünün en başarılı toplumu. Bugün otomotiv sektöründe herkesin en çok övdüğü, ilklerin mucitleri. Bu konuda hayatımızı kolaylaştıran Almanlar maalesef kendi yollarında kendi halkının hayatını kolaylaştırmayı başaramamış bence. 2 günümü geçirdiğim Frankfurt ve Wiesbaden'de inanmayacaksınız ama Istanbul trafiği gibi bir trafik gördüğümde inanılmaz şaşırdım. İlk olarak sinyalizasyondan başlamak istiyorum. Almanlar hayatlarının büyük bir kısmını "kırmızı ışık"ta geçiriyor bence. 15 km'lik yolu kırmızı ışıklar yüzünden 30 dakikaya gittim desem inanır mısınız? Yanlış anlamayın sıkışık bir trafikle karşılaşmadım sadece kırmızı ışıklarda bekleme süremdi bu. Bu kadar güvenlik önlemi bence çok çok fazla. Gelelim kullanılan araçlara. Haliyle bir Alman'a Fransız otomobili önerirseniz size cevabı net olur. Daha çok orta ve üst sınıf araçların tercih edildiğini gördüm. Markalar ise mahşerin üç atlısı Mercedes, Bmw ve Audi. Yönlendirme tabelaları ise evet yerinde, açıklayıcı ancak bana çok fazla geldi. Asfalt kalitesine gelirsem, İtalyanlarla aynı ancak çevre yolunda bir çok kez suspansiyonların titreşimi emme çabasını hissettim. Özellikle dikey titreşimlerin fazla olduğunu gözlemledim.

Toparlamak istersem, her iki ülkede asıl şunu gördum, araçların kondisyonları ilk günkü gibi. Döküntü, vuruk, egzosundan fabrika borusu gibi duman çıkan bir araç daha görmedim. Buna ek olarak kapalı garaji olan ev sayısı az bu yüzden iyi marka araçlar bile sokaklara park edilmiş. Avrupa'nın eksilerine ulaşmak için bile çok zamanımız var.

ES